Ben çocukken;
Michael Jordan vardı. NBA'de basketbol oynanırdı o zamanlar. Şimdiki gibi insan azmanları değil, basketbolun ilahları oynardı. Magic Jonhson, Larry Bird vardı. Patrick Ewing, David Robinson vardı, izlerdik biz de onarı. Arada ülke dışına çıkardı bu ilahlar. olimpiyatlara giderlerdi misal. Rakipleri de vardı bu adamların. Belki çok direnen olmazdı ama bir takım üç çeyrek direnmişti bu Dream Team'e. Onlarda da vardı NBA oyuncusu. Drazen Petroviç, Tony Kukoç vardı. Olimpiyatdı orası. Olimpiyat ya işte; sadece basketbol değil, atletizm de vardı. Michael johnson vardı, koşardı mütemadiyen. 200 ve 400'de rekorlar kırardı biz çocukken. Sanki bu dünyada değil başka dünyada yaşardı bu koşucu. Koşarken arkasına yaslanırdı araba kullanırmışcasına, malum rahatına düşkün bir adamdı. Arabayla koşanlar da vardı biz çocukken. Ayrton Senna, Michael Schumacher, Mika Hakkinen vardı. Koşma ile uçma arasında gidip gelirlerdi. Misal Senna vardı; San Marino'da duvara toslamıştı. Misal Schumacher vardı; 97 yılında geçilmeyi kendine yedirememiş ve giydirmişti Villeneuve'e. Misal Hakkinen vardı; yarışın son turunda lider giderken motoru iflas etmiş, otostopla finishe gelmişti. Dedim ya zevkliydi o yıllar. Okay Karacan anlatırdı formulayı. Aynı Okay Karacan değil miydi EPL'i bize sevdiren. Aynı EPL değil miydi Fox Tv'den nefret ettiren. Çocuktuk ya o zamanlar. Keşke hep çocuk kalsak. Ne biz büyüsek, ne dünya kirlense...

O Zamanlar Spor Güzeldi
Fenerbahçe Ülker-Mutlu Akü Selçuk Üniversitesi
Kuşkusuz bu ligin en iyi şut atan takımıdır Fenerbahçe Ülker. Soktukları bir gün karşısında kim olursa olsun dayanamaz. Solomon, Mrsiç gibi iki üst düzey atıcısıyla ki bu sene Kinsey ve Preldzic de onlara katıldı. İşte tam bu takıma uygun bir maç oldu. 21/33 üçlük isabetiyle (yüzde 64 eder), 26/40 ikilik isabetiyle (yüzde 65 eder bu da) 122 sayı üretti Fenerbahçe. Tabi böyle yüzdeyle hücum eden takıma karşı kim olursa olsun dayanamaz, dayanamadı da zaten. Solomon da yoktu ki 150 olsun. Ömer Onan'ın 4/5 üçlüğü mü ilginç, yoksa Rasim Başak'ın 11 dakika gibi bir sürede 4/4 üçlük atarak 15 sayı üretmesi mi ilginç. Nerden baksan ilginç işte...
Gönderen keymark9 zaman: 16:40 0 yorum
Etiketler: fenerbahçe ülker, mutlu akü selçuk üniversitesi, tbl
Spurs-Suns
3 oyuncuyla oynayarak kaç maç kazanılabilir? Söz konusu takım Spurs ise NBA'in en güçlü kadrolarından birisini bile rahatça yenebilir. Playoff başlamadan Suns'ın rahat geçeceğini ve hatta şampiyonluğa yürüyeceğini düşünmüştüm. Nash'in bu kadar berbat oynayacağını hiç hesaba katmamıştım ancak. Bu seri artık bitti derim. Suns'ın karşısında Pistons felan olsaydı belki biraz şansları olabilirdi ancak Spurs öyle gevşeyecek bir takım değildir. Bu arada Parker'a 41 sayı attıran Nash savunmasına ayrıca tebrikler... 115-99 Spurs (3)- Suns (0)
Gönderen keymark9 zaman: 09:19 0 yorum
Etiketler: phoenix suns, playoff, san antonio spurs
Hornets-Maverics 3
Demekki CP3 durunca Hornets de duruyormuş. Pargo'nun 30 sayısına rağmen 10 sayılık fark. Serinin başında demiştim " Dallas eğer bnu seriyi kazanacaksa Terry patlama yapmalı" diye ki bu maça denk gelmiş. Kidd yie triple double kıyısında saltolar çizmiş. 87-97 Hornets (2) - Maverics (1)
Gönderen keymark9 zaman: 09:15 0 yorum
Etiketler: dallas maverics, new orleans hornets, playoff
Pistons-76ers
Valla benim bildiğim Detroit'in en önemli özelliği iyi savunma yapıp pota altını kapatmasıdır. Maç boyu potasında sadece 1 üçlük isabeti gören Detroit savunması 95 sayı yiyorsa zaten o Detroit savunması değildir. Helal olsun valla Phila'ya. NBA'in en zayıf kadrolarından birisiyle (düşünün şut atabilen oyuncu yok) playoff yapmakla kalmayıp 2 maç kazandılar ki 1 maç daha kazanmayı başarabilirlerse işte o zaman Detroit için işler zora girecektir. 75-95 Pistons (1) - 76ers (2)
Gönderen keymark9 zaman: 09:09 0 yorum
Etiketler: detroit pistons, philadelphia 76ers, playoff
NBA ve Yabancılar
Basketbol Güzeldir blogunda bugün Burak bu sezonun yabancılarıyla ilgili bir yazı yazmış ve bu da bana ilham oldu. Çok pis ilhamlaşırım arada. Sonra dedim ki kendi kendime, kendi kendime...
25 Nisan 2008 Cuma | Gönderen keymark9 zaman: 09:57 1 yorum
Etiketler: nba, yabancılar
Rockets-Jazz
Bir ilginçlik de burda. Deplasmanda 2-0 öne geçen Jazz'ın seriyi 4-0 bitirmesi beklenirken kendi sahasındaki ilk maçı kaybetmesi kadar abes bir durum yoktur heralde. Hele bir de Utah gibi kendi sahasında NBA'in en başarılı takımının... Rafer Alston farkı oldu bu biraz galiba. Bu skorla seri 4-2'ye uzadı...
Gönderen keymark9 zaman: 09:11 1 yorum
Etiketler: houston rockets, playoff, utah jazz
Magic-Raptors
İlginç şeyler olmaya başladı bu seride. Hep söylediğim gibi seriyi guard rotasyonu belirleyecek. Kendi saha ve seyircisi önünde (futbol maçı gibi oldu bu da) toplam 39 sayı 16 asist 12 ribaund yapan guard ikilisine karşı 14 sayı 7 asist 4 ribaund yapan bir ikiliniz varsa ne yaparsanız yapın kaybedersiniz. Hidayet 26 sayı 7 ribaund yapmasına rağmen.
Gönderen keymark9 zaman: 09:05 0 yorum
Etiketler: orlando magic, playoff, toronto raptors
Nuggets-Lakers 2
Benim bildiğim playoff sayıların aşağı çekildiği, daha sert basketbolun oynandığı bir dönemdir. Ancak anladığım kadarıyla Denver oyuncuları benim bildiğimden de yoksunlar. İlk maçta 128 sayı yiyen savunmaları hiç uslanmamış olacak ki bu maçta da 122 sayı yediler. Kendi evlerine nagalip gidiyorlar. Rocky Dağlarında oksijensizlikten kaynaklanan sorunlardan dolayı Lakers'lı oyuncular alışmakta zorlanırsa 1 maç alabilirler onun dışında Denver'ın maç kazanması imkansıza yakın. Bu arada Kobe'nin 49 sayı 10 asistine değinmeden geçemeyeceğim. 107-122 Nuggets (0) - Lakers (2)
24 Nisan 2008 Perşembe | Gönderen keymark9 zaman: 09:11 0 yorum
Etiketler: denver nuggets, los angeles lakers, playoff
Hornets-Maverics 2
Playoff öncesi tahminlerimde Kidd'in savunmasıyla CP3'ü bitireceğini düşünmüştüm ancak bir insan bu kadar mı yanılabilir. CP3 iki maçta da tam anlamıyla coştu. Dün gece oynanan serinin ikinci maçında 32 sayı 17 asist 5 ribaunt 3 top çalma ile yıldızlaştı. Kidd meselesine gelince tamam savunmada durdurmayı başaramıyor bari hücumda takımı oynatsın diyorum ama o da yok. Zaten Dallas hücum sistemine hiç de uymadı. 103-127 Mavs (0) - Hornets (2)
23 Nisan 2008 Çarşamba | Gönderen keymark9 zaman: 08:47 0 yorum
Etiketler: dallas maverics, new orleans hornets, playoff
John Arne Riise
Her ne kadar basketbol blogu olsak da futbol maçlarını da izlemeyi, yorumlamayı ihmal de etmeyiz. biraz önce sonuçlanan CL yarı final ilk maçında Liverpool 1-0 önde giderken dakika 94 olduğunda sahneye çıktı ve golünü yazdı bu mal. Eğer Liverpool Chelsea'ye elenirse tek sorumlusu Gökhan Telkenar'ın deyimiyle bu Norveçli olacak. Ayrıca Telkenar Liverpool'lu mudur nedir. Chelsea gol attı sanki Türk Milli Takımı gol yedi. Bi ağlamadığı kaldı.
22 Nisan 2008 Salı | Gönderen keymark9 zaman: 23:36 0 yorum
Etiketler: DiğerSporlar
Ödül 2 Savunmacı
"DPOTY ödülü isterim ki Josh Smith'e gitsin. Plase Camby demiştim ama o sırada kim beni engelledi de Garnett aklıma gelmedi bilmiyorum. Garnett alır gibi duruyor" demiştim yine ödül değerlendirmesinde. Tahmin tuttu ve Garnett ödülü kucakladı. Haketti mi? Sonuna kadar. Boston eğer caydırıcı bir savunma yapıyorsa bunda en büyük pay KG'nindir.
Gönderen keymark9 zaman: 23:13 0 yorum
Etiketler: boston celtics, kevin garnett, ödüller
Toronto Raptors
Bryan Colangelo'nun playoff performansına göre Sam Mitchell'le yolları ayırabileceği konuşuluyomuş kulislerde. Zaten beklenen bir durumdu ancak gelen başarı Sam amcanın orda kalmasını sağlamıştı. Bu kadar avrupalının olduğu bir takımda koç olarak da bir avrupalı düşündüklerini tahmin ediyorum. İki de adayım var. Pini Gershon ve Ettore Messina adaylarımdır.
Gönderen keymark9 zaman: 12:09 0 yorum
Etiketler: bryan colengelo, ettore messina, pini gershon, sam mitchell, toronto raptors
Jazz-Rockets 2
İlk maçın kopyası oldu diyebiliriz. Tek skor opsiyonu T-Mac olan bir takımın Utah gibi komple basketbol oynayan bir takımı yenmesi çok zor. Kendi sahalarındaki 2. maçı da kaybettiler. Mehmet Okur henüz herşeyin bitmediğini söylemiş ancak bana göre yanılmış. Seri bundan böyle 4-0 biter. 90-84 Jazz (2) - Rockets (0)
Gönderen keymark9 zaman: 10:02 0 yorum
Etiketler: houston rockets, playoff, utah jazz
Ödül 1 Altıncı Adam
"SM ödülü Leandro Barbosa ve Manu Ginobili arasında gidip gelse de Texsas semalarına doğru kargoya verildi bile" demiştim ödülleri değerlendirirken. Dediğim de çıktı nitekim. Obi Wan Ginobili kucakladı ödülü. Ne kadar altıncı adam tanımına uyuyor tartışılır fakat kriterlere uyduğu kesin ki ödülü almış. Haketti de zaten.
Gönderen keymark9 zaman: 03:20 1 yorum
Etiketler: manu ginobili, ödüller, san antonio spurs
Basketbol
Şimdi şöyle bişey var hazır playofflar da başlamışken şöyle bol bol basketbol yazısı okumak istiyorum ama ne mümkün. Futboldan başka yazılan bişey yok. Kimileri basketbol yazsa da 10 yazıdan sadece 1'i felan oluyor. Bildiğim ve severek okuduğum güzel basketbol blogu dışında pek de okumaya değer site yok. Benim de isteğim tam olarak burada başlıyor işte. İstiyorum ki şu basketbol blogcuları biraraya toplanalım. Yani diyorum ki bana link verin kardeşim :) okumak istiyorum ben...
Çilekeş
İlk albümleri Y.O.K. ile de severdim bu adamları şimdi daha da kanım kaynadı. Yeni albüm çıkartmışlar adı da Katil Dans. Kanımın kaynamasının nedeni tabiki bu değil; tek neden var o da Şebnem Ferah. Nasıl mı? Çok basit sağ tarafta bulunan mp3 playerdan (Bu da yeni uygulamam :]) Pervazda Tatil şarkısını sonuna kadar dinleyin anlarsınız.
Nuggets-Lakers
Melo ve IA'dan gelen 60 sayıya rağmen mağlubiyet alınması aslında Denver'ın sorununu ortaya koyuyor. Benchden gelen Kleiza ve Smith de 40 sayı verse 100 ediyor ki her maç bu bench katkısını alamazlar. Onu geçtim 100 sayıyı 4 adamdan bulmuş bir takım nasıl keybeder? Tabiki savunmayla ya da şöyle söyleyeyim olmayan savunmayla. Pota altında K-Mart ve Camby gibi iki uzuna sahip bir takım Pau'ya 36 sayı 16 ribaunt 8 asist istatistiklerin yaptırıyorsa zaten maç kazanması mümkün değildir. 114-128 Nuggets (0) - Lakers (1)
Gönderen keymark9 zaman: 09:39 0 yorum
Etiketler: denver nuggets, los angeles lakers, playoff
Raptors-Magic
Hidayet'in normal sezon için performanslarından birisini daha sergilediği, Jameer Nelson'ın coştuğu maç olmuştur. Zaten serinin kilit adamı da Nelson'dır. Howard-Bosh eşleşmesinde birbielerini kilitleyeceklerini düşünürsek. Orlando'nun seriyi kazanması için ya Hidayet'in ekstra oynaması ya da Nelson ve Lewis'in 20'li sayılarda gezinmesi lazım. Ki ilk maç da tam bu şekilde geçmiş. 100-114 Raptors (0) - Magic (1)
Gönderen keymark9 zaman: 09:33 0 yorum
Etiketler: orlando magic, playoff, toronto raptors
76ers-Pistons
Klasik Detroit playoff gevşekliğiyle başladı seri. Ve sonuç Auburn Hills'de ilk maçın kaybedilmesi. İşte bu yüzden Detroit'in şampiyonluk şansı çok az. Adamlar gevşekler ve bunun tek nedeni Ben Wallece'ın gitmiş olması... 90-86 76ers (1) - Pistons (0)
Gönderen keymark9 zaman: 09:26 0 yorum
Etiketler: detroit pistons, philadelphia 76ers, playoff
Jazz-Rockets
Deplasmanda olmasına rağmen maç boyu önde giden bir Utah vardı sahada. Yao'nun olmaması Rockets'ı çok etkiliyor tamamen belli oldu. Scola ne kadar mücadele etse de playoff sertliğine adapte olması zor. Maçın 3. çeyreğinde bir ara eşitlik gelse de sürekli Utah önde götürdü ve maçı aldı... 93-82 Jazz (1) - Rockets (0)
20 Nisan 2008 Pazar | Gönderen keymark9 zaman: 11:37 0 yorum
Etiketler: houston rockets, playoff, utah jazz
Suns-Spurs
İlk uzatma devresinin sonuna 3 saniye kalmıştı ve sahada en son 3'lük atabilecek oyuncu o şutu soktu. Timothy eşitliği getirdi oldu 2. uzatma. Bu kez Spurs önde gidiyordu ve 2. uzatmanın sonuna 17 saniye kala bu kez üçlüğü atan Nash oldu ve yine eşitlik geldi oyuna. Ama son sözü Manu söyledi. Yine o sol eliyle potaya dikine giderek bıraktığı dengesiz turnikelerinden biriyle hemde... 115-117 Spurs (1) - Suns (0)
Gönderen keymark9 zaman: 11:28 0 yorum
Etiketler: phoenix suns, playoff, san antonio spurs